Şikayetsizlik Pratiği ve Deneyimlerim

   Geçen ay 21 gün süreyle "şikayetsizlik orucu"ndaydım.Zorluklarıyla beraber aldığım olumlu sonuçları ile verimli bir 21 gün oldu.

   Bu pratiği yapma sebebim  kemikleşmiş olan otomatik tepkilerimdi.Olaylar ve durumlar sonucunda içimizde oluşan otomatik duygular bizi bir kısır döngüye sokuyor.Konfor alanımız dışından bir şey geliştiğinde ya kendimizden ya da dışardan şikayetçi oluyoruz.Olumsuz duygular onlara  bilinçli bakmayı seçmediğimizde şikayetle sonuçlanıyor.Bu şikayetlerse yine daha fazla olumsuz duyguya sebep oluyor.Bu böyle bir kısır döngü şeklinde devam ettikçe kendimizi o konuda kapana kısılmış gibi hisseder halde bulabiliyoruz. 

   Ben de bu tarz durumlar için farklı bir bakış açısı geliştirebilmek, en azından bir konuyla alakalı bile olsa kutunun dışına çıkabilmiş hissetmek, dışardan bakabilmek için, bu belli başlı konularda odağımı olumsuzluktan olumluya çevirebilmek için bu çalışmayı yapma kararı aldım.

   Yeni bir alışkanlığı edinebilmek için zihnimizin ihtiyaç duyduğu süre minimum 21 gün olduğu için 21 güne niyet ettim.

   Özellikle ilk günler çok büyük farkındalıklar yaşadım.Hepsini yazamayacağım farkındalıklardan bazıları şunlar:


   *Şu çok meşhur “anda kalmak” meselesini dakikalarca deneyimleme şansım oldu.Ve zamanın yavaşladığını hissettim.Kalbimin o an açıldığını.Bu tabi ki sürekli olmadı, hemen aşina olunabilecek bir durum değil zaten.Yine de şikayet mekanizması çalışmadığı zaman andan kaçmak gibi bir lüksünüz kalmadığı için zihnen geçmişe ve geleceğe gidemediğinizden orda öylece kalakalıyorsunuz. :) Ve şunu iyice anlıyorsunuz.Ancak capcanlı anda kalıp, orayı yaşamayı seçerek istediğiniz geleceği oluşturabilirsiniz.Şu ana yüklediğiniz bilinçli düşünceleriniz, duygularınız ve eylemlerinizle.Öbür türlü şu anınız olamadığı gibi, geçmiş ve geleceğiniz de yalnızca size korku veren, acı veren birer uğrak yeri olmaktan öteye gidemiyor.
     
   * Panik atağa yatkınlığı olan ben, kontrol edemediğim durumlarda yüksek oranda endişe yaşarım.Bu endişeyi de kontrol edemezsem - ki edemiyordum :) - nefes problemleri ve sonrasında depresyona varabilen durumlar yaşayabiliyordum.Bu 21 günün ilk günlerinde yaşadığım endişe dolu anlar beni ilk başta çok zorladı.Çünkü yaptığım ya da yapmadığım bir şey için kendimi ya da  başkalarını suçlama, şikayet etme lüksüne sahip değildim artık. :) İlk anlar çok fazla boşlukta hissettim çünkü sığınabileceğim bir liman yoktu.Endişemi, öfkemi akıtabileceğim alanıma giremiyordum.Özellikle kendini suçlama eğilimi çok olan biriyseniz bu deneyim sizi gerçekten zorlayabilir! Fakat sonra bir dinginlik geldi bana.Çünkü aydınlandım ki kendinizi ya da başkalarını suçlayıp, bik bik şikayet etmeseniz de bir şey olmuyor! Yine geçip gidiyor her şey.Hatta daha da güzeli sizi ezip geçmeden gidiyor! O sizi darlayan, çözüm getirmediği halde bir de tüm enerjinizin uçup gitmesine sebep olan çözümsüzlüklerden, sınırlardan, neden olamazlardan vs. bahsettikçe kendimiz, enerji alanımız da küçülüyor malum.Ve bunları sırtımızdan attığımızda en zor anda bile kendimize ve başkalarına şefkatle yaklaşabilmemiz, ufak da olsa bir çözüm geliştirebilmemiz mümkün oluyor.Siz ne düşünürsünüz bilemem ama normalde endişeden tüm enerjimi  çarçur edeceğim panik anlarımda, korku anlarımda bu basit çözüm bana mucize gibi geldi!
  * Zihnimizi neye programlarsak o yörüngede hareket ediyoruz.Buna niyetin gücü de diyebiliriz ki niyetin gücüne çok inanan ben bu çalışmada bir kez daha iman ettim. :) Hiçbir şeyden şikayet etmeme niyetini koyunca gelişen her şeyde şöyle bir geri çekilip daha geniş açıdan bakma eğilimi otomatik olarak yerleşiyor.Bazı durumlarda duygular önden gelip sizi endişe ve şikayetlenmeye davet etse de niyet o an güçlü kalabilmenizi, geri düşmemenizi sağlıyor.
  * Normalde benzer/aynı durumda verdiğiniz tepkiler değişince ve siz her durumda sakin kalabilmeyi öğrenmeye başlayınca, BAM! İşte kutunun dışındasınız.Başka birinin duyguları, davranışları yüzünden verdiğiniz otomatik tepkiler yumuşayıp dönüşünce/değişince duygularınız başkalarının duygularına bağlı gibi hissetmeyi bırakıyorsunuz.Yani kukla gibi hissetme durumu bitiyor, özgürsünüz.
  *Başkalarının duygu ve düşüncelerinden özgürleştikçe, odağınızı istediğiniz yerde tutup enerjinizi koruyunca daha ve daha fazla kendiniz olmak için alan açmış oluyorsunuz.Ve başkalarının da kendileri olabilmelerine müsaade edebiliyorsunuz.
  *Yaşam koçu Fatma Türktekin öğretmenimin dediği gibi bu şikayetsizlik pratiği, şikayetleri yakıt olarak kullanma şansı da sağlıyor.Yani şikayet etme dürtünüz, isteğiniz belki de hayatınızda gerçekten değişmesi gereken taşlar olduğu sinyalidir ve sizin adım atmanız gerekiyordur.Bu yüzden şikayet ettiğiniz şey belki de esasen teşekkür etmeniz gereken, hayatınızda değişiklik yaratacak bir vesiledir.
  *Ve sanırım en güzel yanlarından biri de hep aynı yönde tepki vermeyi kesince ya da tepki vermeyince farklı ve olumlu yönde bir ivme oluşturuyoruz. :) Ve çabasız bir şekilde işlerin yoluna girdiğini gözlemlemek mümkün oluyor.Yani hissettiğimiz keyif, hayattan aldığımız tat artıyor.


    Listeyi çok daha uzatabilirim.Herkesin yaşayacağı ve hissedeceği şeyler tabi ki farklı olur.O yüzden benim yaşadığım hisler ve dönüşüm bana özgü.Fakat  korkularımız, endişelerimiz, duvarlarımız temelde aynı  olduğu için benzer hisler yaşamak da olası.

   Kendimiz olmak, kendimize dürüst olmak ve kendimizle samimi olmak potansiyelimizi gerçekleştirmek için atacağımız en büyük adımlardan.O yüzden bu tarz çalışmaları çok değerli buluyorum.Belki deneyimlemek adına 21 gün olamasa bile 1 günlük 3 günlük olarak bile başlanabilir.

  Ve hatırlayalım; hayat bir yolculuk. Ve bu yolculuğun her anını keyifle yaşayabilmek neler mümkün?
   Sevgiyle.

Yorumlar